Etiketler

Pazar, Kasım 18, 2012

Mim; Sende Olan 5 Şey !



Esra Kübra Ercan  bana çok ama çok uzun bir aradan sonra bloğuma girmemi ve iki satır yazmamı sağladılar.. Bu yazısında beni mimlemiş..Mim yazısı yazmayalıda baya çok olmuş.. Heyacanla yazalım ...

Mim'in konusunu göremedim ama SENDE OLAN 5 ŞEY! gibi;

Çantanda ki 5 şey?


*Cüzdanım ve içinde olan her türlü kimliğim (TC. Ehliyet, diğer kimlikler)
*O an okuduğum romanım
*Eğitim kitaplarım
*Cep telefonum
*Mp3'üm
Odanda ki 5 şey?

*Kitaplarım
*Bilgisayarım
*Televizyonum
*Oda parfümüm
*Büyük Boy aynam


Bu Ay Yapmayı Planladığın 5 şey?

*Mümkünse artık istediğim yere atanmak;
*Başladığım Kursu en iyi şekilde bitirmek;
*Atanamasam bile işe girmek;
*Alcakaranlık'ın son filmine gidip çatlayana kadar mısır tüketmek;
*Tüm bunları yaparken biraz yalnız kalabilmek;

Almak İstediğin 5 şey!

*Kitap evine gidip yeni çıkan tüm İngiliz Tarihi romanları almak hayal bile olsa;
*Kesinlikle bir çizmeye ihtiyacım var :(( 
*Kesinlikle birde o çizmeye uyan kabana
*O kabana uyan her türlü aksesuara..
*En önemlisi dip boyalarım geldi pufff..

Beni mimleyen kişiden etkilendiğin 5 şey;

Şimdi bunu maddeler halinde sıralamayacağım..Onunla bir ortak noktamız var ahh pardon iki ortak noktamız var Kore ve Kitaplar..

Kore benim için tutkudan çok eğlencedir ama iş kitaplara dökülünce tutku ihtiras aşk fırtına ne arasan var bende...İşte Esra Kübra Ercan ile ortak noktamız ve beni derinden etkileyen nokta... KİTAPLAR...

Bu mimde benide düşünmesi zaten ayrı bir incelik...çok teşekkür ederim...

Salı, Ekim 16, 2012

Game Of Thrones (Taht Oyunları)



Tanrı erkeği yarattı biliyorum ^^

Herkese meraba; Korecanlar ve beni takip eden canlar ve şans eseri gelip arada kaynayanlar ^^ ..Buraya yazamayı ve sizleri özlemişim..

Geçenlerde Jason Momoa'i araştırırken onun kıllı izbandut gibi resimleri görünce Allah Allah dedim bu çocuk nekadar iri aynı okuduğum iskoç kitaplarında ki iskoç beyleri gibi.. Zaten bu adamı ayrı severim çok yakışıklı olmakla birlikte adam başlı başına kaliteli bir oyuncu Kendisini Barbar Conan filminden tanıyorum..Direk bir dalış yaptım ama ne yapayım dizi ile Jason'cuğumun sayesinde tanıştım.. Adam yıkılıyor :))Ki ben her kaslıyı beğenseydim ohohoooo Brad Pitt çoktan sevgilim olmuştu...


                                                            Dizimizi Tanıyalım

Başrol Oyuncuları Bu Kadarcık ^^

Efsanevi Westeros topraklarını kontrol edebilmek için 7 soylu aile savaş vermekte, politik ve cinsel entrikalar çevrilmektedir. Bu aileler arasında, Stark, Lannister ve Baratheon aileleri öne çıkmaktadır...

Westeros kralı Robert Bratheon, eski bir arkadaşı olan Eddard Stark'a sağ kolu olması için teklif götürür. Eddard, kendinden önceki sağ kolun öldürüldüğünden şüphelendiği için, bu olayı araştırabilmek adına teklifi kabul eder. Sonra ortaya çıkar ki birden fazla aile tahta göz dikmiştir.

Büyük denizin diğer tarafında ise, asırlardır hüküm süren ve Baratheon ailesi tarafından tahttan indirilen eski Targaryen ailesinin sağ kalan üyeleri de tekrar yönetimi ele alma planları yapmaktadır. Bu ve Greyjoy, Tully, Arryn, Tyrell ailelerinin de bulunduğu bir savaş başlar. Bunlar olurken, kuzeyde ise, eskilerden kalma bir kötülük uyanmaktadır. Savaş ve politik kargaşaların ortasında, insan ırkı ve bu dehşet karşısında duran tek şey ise, kendini dünyadan dışlayıp, kuzeyde kaybolan Gecenin Bekçileri'dir

Dizininin Cezbedici Yanları..


Aslına bakarsanız 3 sezonluk bir dizi ilk iki sezon çekilmiş üçüncüsüde 2013 de çıkıyormuş..Ve ben daha ilk sezonun beşinci bölümündeyim, ve nadir olan bir durumdur ki ben fantastik türdeki yapımları beğenirim ama uzun soluklular pek sarmaz..Ama bu dizi o denli kaliteli bir yapım ki oyuncu kadrosunun zenginliğinden tutunda çekim yerlerinin kalitesine kadar..

Dizi kesinlikle izlenmeli sansürsüz cinsel içerik temalarıda var ama benim için şuan dizinin kalitesi ve kaliteli her yapım ilgimi çekiyor ve seçimlerimde isabetlidir..Bu konuda mütavazi olamıyorum ^^

Şöyle bakarsanız bir fantastik film veya dizi izleyecekseniz herşeyden önce oyuncular ve kostümler gelir benim için.. İnanırmısınız dostlar şu diziyi izlerken adamlar üzerlerinde ki toza varana kadar düşünmüşler tek kelime ile şahane...Dizide farklı krallıklrın yaşam stilleride konu alırken öyle derin ilişkiler söz konusu ki siz artık tam kaba tabirler.. ''Çüşşşş ,, ohaaa..'' diyorsunuz...Dizi oldukça başarılı gidiyor ülkemizdede fazlası ile ilgi topluyor..

Jason sayesinde başladım ve onun rolüde inanın beni bende alıyor.. Adam resmen herkül ya:)..

Daernerys ve Khal Drago ne aşk be..
Daenerys ve Khal Drago çok  tatlı bir çift..
Diziyi bunlar için izliyorum dersem yeridir.. Canlar daha dizide bilmediğim çok şey var ama öyle muhteşem sahneler vardı ki yazmadan edemedim ne yapayım.. Diziyi bitirdiğimde geleceğim.. İzleyenler sizdende yorum bekliyorum...


Ben gidiyorum karakterleri iyice öğreneyim koşa koşa yazmaya geleceğim sağlıcakla kalın.. Yorumda bekliyorum yoksa parmaklarımı jiletlerim ^^

Çarşamba, Ekim 03, 2012

Hüzne Dair!



Sessiz bir çığlık hepimizi sarmadı mı? Aynı görüşü paylaşmadığımız ama aynı havayı soluduğumuz insanlarla bile aynı fikirde değilmiyiz!Belki bu yazımı görenler şöyle düşünür adı Kore Aşığı o ne anlar ki...
Sadece huzursuzum sadece ümitsizim.. Hergün binlerce kez tanımadığun insanlara dua etmek,artık vazife gibi gelir oldu..

Bir kadın kocası tarafından..Bugün de malesef bir şehit verdik.. Atanmayı bekleyen öğretmen dayanamadı intihar... Komşumuz bize savaş açtı.. Cinnet geçirdiler..Bir bebek çöplüğe terk edildi.. Küçük yaşta tecavüze uğradı... Trafik kazasında...

Bu sonu gelmeyen cümleleri bizim tamamladığımız bir yerde yaşıyorken nasıl yalın ve sadece kendini düşünen bir insan olur ki insan! Bugünlerde ümitsiz oluşumdur belkide bu yazıyı yazarken ki amacım.. Öyle hoşnutsuz öyle doyumsuz ve benimci bir millet oluyoruz ki.. Kendime kurduğum ütopyanın bu olmadığını anladım..Şimdi keşke küçük olsaydım ve tek sorunum bir oyuncak bebeği istemek ve onun hayalini kurmak olsaydı..

Büyümek pekde güzel bir şey değil ... Güzel gördüğüm bir geleceğe inancım olsaydı sanırım bu sözleri yazan insana ''hoşnutsuz ve sabit fikirli'' derdim .

Çocuklar ahh çocuklar hayatınızda hiç esirgeme kurumlarını ziyaret ettiniz mi? Nasıl sevgiye aç nasılda ümitle bekliyorlar sizi..Sıcak bir bakışınızı sizden aslında tek bekledikleri hasret kaldıkları tek şey saçlarını karıştımanız birde gülmeniz...Nasıl terk eder bir anne evladını nasıl bırakabilir bir baba çocuğunu..

Hiç şehit annesi ile tanıştınız mı? Tanışmadıysanız bunu tavsiye etmiyorum çünkü  içinize kezzap dökseler o bile daha az acıtır.. 'Anne geleceğim dedin, Bu tabutta neyin nesi bu sen değilsin, geleceksen iki ayağın üzerinde çık karşıma,Oğlum kalk..''

Daha küçük  yaşında tecavüze uğrayan E... 20 sine gelince hayat kadını oldu.. Hayat ona zaten ismini vermişti.. Erkekler bir  et gözü ile bakarken kadınlar ona kötü kadın diyordu.. Onu kimse dinlemiyordu ki.. Kimse bilmezdi zorla tecavüze uğradığını sonra yine ailesi tarafından 70 yaşında adama satıldığnı..Buna dayanamayıp şehre kaçtığınında bilemezdi E.. bu dünyanın çivisinin çıktığını..Gözünü bir pavyonda açtığında daa 18 indeydi.. 20 sinde bir nezarete düştüğünde..''Ben böyle olsun istermiydim..''dedi ve hayat sadece ona bu hakkı veriyordu...

Binbir hayaller kurar kadınlar evlenmeden önce..Gelinliğin çiçeğinden üzerindeki incilerini daha 13 yaşında hayal eder.. Her kadın gibi göreceli prens adayı vardır..Bir gün onu bulduğunu sanır..EVLENİR.. Hayat hiçte hayal ettiği prensi veya kendisini hayal ettiği eş değildir..10 yıl sonra artık dayanılmaz olan bu evlilik mahkemeye taşınır..Mahkeme ya devam ederken yada bitttikten sonra gazenin üçüncü sayfasında koca bir manşet vardır.. ''KOCA KARISINI HUNHARCA KATLETTİ''

Şu zor günlerde kızmayın bana kaçmak geliyor açıp haberleri izlemek istemiyorum..Adalete olan inancım kalmadı ağzında gümüş kaşıkla doğmayanlar beni anlar yazımın siyasi değilde insani olduğunu.. Hayallerine uzak kalmışlar ümitsizce ağlayıp sonra yine gülmeye başlayanlar umarım beni anlarsınız..Bir gün bu ülkede güzel şeylerin olacağınıda ümit etmek istiyorum...Bir kadının yaşadıkları ile değil yaptıkları ile namusunun konuşulduğu bir yer olmasını umut etmeyi umut ediyorum..Bir gün daha şehit haberi duymamayı bir ailenin acıdan kahroluşunu izlememeyi umut etmek istiyorum..Küçük yaşta hayatı kararan çocukların artık sadece gülmesini umut ediyorum...Bu kötü şeyler devam ederse yaşlanmaktan korkmamayı umut etmeyi umut ediyorum..Söylenecek o kadar söz var ki sanırım daha fazla yazamaycağım.. Kısaca bu hayatta da insan mutlu olabilirmiş demeyi umut etmeyi umut ediyorum...HOŞÇAKALIN..

Pazartesi, Ekim 01, 2012

Yalnızlık

 

Kulağımda kulaklık son ayarda Farid Farjad Gelinciğin Hüznü ,yanımda okunmayı bekleyen bir kitap.. Garipsenecek kadar kalabalık bir çevrede sanırım yanlızlığı hissetiğim bir zaman da yazıyorum..Bu yazının sonu nereye varacak bende bilmiyorum.. Uzun bir dönemdir kendimle bile konuşmadığımı fark ettim...

Yorgun bir ruh, ama gülümseyen herzaman kahkahalar atan ikiyüzlü bir çehreye sahip olmak hayatın sizi doğuştan ''sen ikiyüzlü doğdun kabul et '' demesi gibi birşey.. Geceleri uykuyla dargın olmanızı sağlayan saatlerce tavana gözlerinizi dikip sebepsiz yere ağlamanız demektir! Ertesi gün şiş gözlerinizle gülümseyebilmenizdir yalnızlık..

Küçücük şeylere bile tahammülünüzün kalmadığında sığınacak en gizemli yerinizdir..Kimseyi oraya sokmak istemez girmek isteyenler şiddetle karşı çıkarsınız..Halbu ki bir izin verseniz gönlünüzün durmadan kanayan bir yerini belki birileri tamir edebilir..Aklınız benim gibi ise unutmayan nöronunuz sürekli çalır vaziyetteyse....O zaman bile bir fırsat verseniz aslında hayattan zevk almayıda öğreneceksiniz.. Sözler basit iş icraate gelince benim gibi sıfırsanız işte o zaman gerçekten yalnızsınızdır..

Artık yüzünüzde gülen bir yüz o deri parçasının arkasında durmadan ağlayan bir çehre varsa ..İşte tehlike çanları çalıyor demektir..Sanmayın ki bunları yazarken bir takım problemleri belkide yaşımın yarısı kadar bir zaman diliminde hayalini kurduğum,kendimi ona göre yetiştirdiğim hayale ne kadar uzaksam bu üzüntüyü kendimden başkası bilmez.. ''Ben çok iyiyim,hayat çok güzel..'' yalanına sığınır birde kahkahayı patlatırım.^^

Zaman herşeyin ilacıdır diyen kişi! Sen bu dünyanın en büyük yalancısısın..O ilacın bir yan etkisi var içindeki sızıyı götürsede aynaya bakınca yüzüne hergün yeni bir çizik atıyor..Ve o zaman anlıyorsun ki sen o acı ile büyüyorsun eskisi gibi kahrolmuyorsun..Eskisi gibi hissetmiyorsun ama.. işte o geçmişle yaşıyorsun..

Bu yazının sonunu biryere bağlayamıyorum.. Neden yazdığımıda bilmiyorum..Sanırım yalnızım hayal kırıklıklarım var ve ikiyüzlü davranıyorum tüm insanlar gibi.. Daha iyi hissetiğim bir dönemde görüşelim..





Pazar, Eylül 23, 2012

Benjamin Button'nun Tuhaf Hikayesi

                                               
                                           
Uzun bir aradan sonra herkese merhaba;Ülke gündemi ile sarsılan hayallerim ümitlerim hatta tüm inançlarıma ağlamak için bir bahanem olsun diye bir film arıyordum..Hatta ben değil tüm facebook sayfamda ki üyelerim sağolsunlar ne kadar film varsa önerdiler..Çoğunluk hint filmlerini önerince izleyeyim dedim..Neyse hint filmlerine girmeyeyim girersem bende ayar kopuyor..

Artık bir Orhan Gencebay açayım Batsın Bu Dünya dinleyip ağlayayım derken.. Çok sevdiğim bir arkadaş bana mesaj atmış ''Bilmem ağlarmısın ama.. Benjamin Button tam sana göre izle..'' Tabi kaçarmı hemen açtım..Konu itibari ile ilk bakışta bana göz kırpan film ''bunu daha önce nasıl izlemem.. aaa ilginçmiş yahu!'' içimdeki sesle beraber bana unutamayacağım beni etkileyen bir film olarak anılarımda yer etti.Ünlü takıntısı olmayan biriyimdir.. Ama Brad Pitt'i Truva filminden beri tanırım..Sarışın olarak tek yakışıklı ve karizmatik adamdır,çok filmini izledim oyunculuğu ise kesinlikle tartışılamaz.. Brad Pitt varsa bir bakın derim..

Hayatınızı tersden yaşamak !


Doğduğunuzda 80 yaşında olarak doğsaydınız yaşamınızı nasıl yaşardınız?
; Film bu soru işareti ile başlıyor ilk dakikada sizi dünyadan koparıyor..Ve bu soru Benjamin Button'u ne kadar ilgilendiriyorsa sizde onun kadar düşünüyorsunuz..



 Benjamin Button; ''1'inci Dünya Savaşının bittiği bir günde doğmuştum, doğulabilecek en güzel zaman dı.'' Doğduğu zaman en güzel zamandı düğme sektöründe en iyi olan bir babanın oğlu olarak, dünyaya 80 yaşında gözlerini açtı ve bir ucube gibi terk edildi.. ''Herkes öleceğimi söylüyor, anne ben ne zaman öleceğim.'' Ve Benjamin Button gözleri kataraktan neredeyse kör olmuş ve bir çok sağlık sorunu ile doğduğu halde o yaşadı, Babası onu Quınn denilen huzur evinde refakatçi olarak çalışan iyilik meleği bir siyahi kadının yanına bıraktı. Kadının çocuğu olmuyordu 80 yaşındada olsa bir bebeği olmuştu.. Sahip olabilecek en iyi anneye yaşanabilecek en güzel yerde büyüyür pardon gençleşiyordu..Huzurevinde....
          Ben Neden Böyleyim?


Herkes öleceğini düşünürken o yaşadı. 7 yaşında 70 yaşında ki bir adam gibi görünsede o bir çocuktu.Dünyayyı keşfetmek dışarıdaki çocuklarla oynamak istiyordu ama tek bir soru vardı aklının bir köşesinde ''Ben ne zaman öleceğim anne?''

Ama ölmedi yaşadı..Yaşamını ilginç kılan Huzur evinde tanıdığı herkes sıra ile ölüyordu..O ise sanki zaman meydan okur gibi dinç ve dingin olmaya başlamıştı. ...Benjamin tuhaf bir şekilde gençleşiyor aslında görünüşü haricinde oldukça gençti.. 60 yaşında gibi görünürken aslında 9 yaşlarındaydı ve kendisinden bir kaç yaş küçük Daisy'e aşık olmuştu.. ''Ona bir kez bakmam yetti çok güzel gülüyordu ve aşık oldum.''

                            
                   Zamanı Hiçe Saymak !                  
  Herşekilde yaşam değişiyordu.O farklıydı biliyordu ama bu çalışmasına engel değildi.. genç yaşında yaşlı görünümünde romörkörde çalışmaya başladı.. daha 17 li yaşlarındaydı bir savaş gördü..Daisy ile buluşmaya çalışsada bu imkansız gibi görünüyordu..Çünkü ondan yaşlı duruyor ve bu kadın oldukça pervasızdı...Ama bu zaman içinde doğaya aykırı olmak hiç kolay değildi.. herkes normalken o farklıydı sürekli gençleşiyordu.. Zaman ile dalga geçiyordu resmen... Ve Dasiy onun tek vazgeçilmezi tek aşkı olarak yıllar sonra karşısına çıktığında artık herşey farklıydı...

Kore Aşığı'nın Sevdikleri


Kore Aşığı bu filmde ağlamadı traji komikdi aslında çok fazlası ile trajik ama beni hiç ağlatmadı..Ama her Trajik film beni veya sizi ağlatacak diye bir durum yok:)...

Bu film bir çok ödülü hak ediyorsa inanın fazlası ile hak ediyor..İlginç bir hikayesi ve harika bir işleyişi var ..Filmlerin birini sarması için özelikkle ben gibiler ilk saniyede film beni etkiledi etkiledi..Yoksaa uhuuuuu:))))

Sezarın hakkı her zaman sezera ! Brad Pitt oyunculuğu ile göz dolduryor.. ve bir alıkşda makyöze gidiyor abi o neydi öyle..Adamı 80 yaşından 17 yaşına kadar bir görün ^^ İnanamayacaksınız o derece..

Filmi çok beğendim harikaydı ..Film için hiç birşey yazmadım aslında hele sonunu hiç yazmadım.. Ahh ne sondu diyesim var ..

Of of bitirdi beni
''Bana baktı o an anladım ki beni tanıdı,sonra uyur gibi gözlerini kapadı'' dedi Daisy

Akılda Kalanlar;

''” Hayatında olan bitene sinirlenebilirsin, küfür edebilirsin, kaderine lanet edebilirsin ama sona geldiğinde; hepsini unutmalısın. “
'Sanki uzun bi ömür yaşamış gibiyim ama hiçbir şey hatırlamıyorum. ''

Öyle bir film öneriyorum ki izlemeyenler heyyy siz! Ne duruyorsunuz hemen açın ve izleyin...Çünkü Kore Aşığı'nın aylar sonra izlediği onca filmden sonra etkilyen tek film.. Bu filmi bana öneren kardeşim gibi sevdiğim Elif'ime de çok teşekkürler....Sizde bana teşekkür edeceksiniz biliyorum:)) Annyyyooooo














                                             

Salı, Eylül 04, 2012

Mim: Devam Etmesini İstediğiniz Filmler, Animeler ya da Diziler



Hey! Say ! Shirushi beni bu yazısında mimlemiş.. Benim gibi zor beğenen kıl tipler için çok özel bir mim bu..

Devam Etmesini İstediğiniz Filmler, Animeler ya da Diziler ..

Afişten anlayacağınız üzre ben Kore 'yi sevdiğim kadar İngiliz tarihi aşklarına da ayrı bir düşkünüm hatta tutkunum.Aşk ve Gurur sanırım tekrar çekilse defalarca izlerim.BBC kanalı bu diziyi 6 bölümlük mini bir dizi olarak çekmiş en az 8 kere izledim..Aşkın bu denli saf ve önyargılısını daha önce görmemiştim ve izlememiştim.. Çok mükemmeldi hem dizi hem kitabı hem filmi anlayacağınız defalarca izlenilir bir yapımdır.

Bir diğerleride The Gratest Love ve Secret Garden .her ikiside kore yapımı ve gerçekten devamı çekilse kesinlikle izlenme rekorları kırar ki bu izleyicilerden olacağımdan eminim..

Mim'de sorulmamış ama film ve ya dizi olsaydı kesinlikle izleyeceğim bir şey var ki.. Karındeşen Jack  o ingiltere'nin gelmiş geçmiş üzerinden 100 yıldan fazla süre geçtiği halde hala muamma olan bir seri katil .. Bu adam ile ilgili bir yapım olsa kesinlikle izlerim..Ne pskopatım biliyorum ^^

Anime daha izleme şansım olmadı, ama bir tane bulursam onuda izleriz ^^






Pazar, Eylül 02, 2012

Korekolik Dergisi Çok Yakında Tüm bayilerde



Merhaba korecanlar bu güzelim bloğuma girmeyeli tam 1 ay olmuş neden girmediğime gelince, her zaman ki gibi kariyer peşindeydim ..^^ Neyse sorun neden girmemem değil benim sizi özlediğim ve yazmak için klavyenin tuşlarını kıracak kadar hararetli haberle dolu olmamdır. Konuyu uzatmaya gerek yok hemen direk dalış yapıyorum.

Kore Yıldızları Türkiye (korean stars from turkey) yöneticisi olan ben, geçenlerde üyelerimin hatta bir çok üyemin sürekli bir link paylaştığını, daimi üyeleriminde sayfaya sürekli mesaj attığını gördüm..''Off bu ne yahu böyle '' desem de içimde bir dürtü artık cevap ver dedi ve cevap yazdım..Üyemin adı Asena

''Admin lütfen bunu paylaş ''

Ki sağolsun Asena her yorumunda link paylaşmış, ehh her adminin içi burkulur paylaşıma bakmadan direk link paylaşılması..Cevap verdim ve inanmadım açıkcası konu şu Asena ve diğer üyelerin istediği şey bir dergi çıkacakmış ve bu dergi Türkiye çapında olcağını bunu haber yapmamı istedi..Bende doğal olarak benden bir hayli küçük ve tez canlı olan korecanlarımı boş ve vaadi olmayan bir ümide sürüklemediğimden aslı astarını öğrenmek istedim..

Moderatörlerden biri sonunda bana ulaştı ve gerekli olan tüm açıklamayı yaptı.. Şuan Kore ile olan işbirliği devam ettiğini yasal işleri yoluna koymak için tüm gayretleri ile gece gündüz uyumadıklarını belirtti ve bu hayali gerçekleştirmeye çok yakın olduklarını söyledi...Ki bu samimiyete az çok değil gerçekten inandım.. Yazışmalarından bahsetti ve çok kısa bir zaman sonra 5 tl karşılığında aylık bir dergi şeklinde  yayına sürüleceğine, basım için kaç bin örnek basılacağı konusunda müzdarip olduklarını bunun için en yaygın araç olan Facebook sayfası açıp bir nevi anket düzenledikleri kanısınada ben vardım..Ehhh mutlu bir haberdi ve paylaşılamayı hak ediyordu..

Şunu söylemeliyim ki Kore'den ithal haberleri artık netten yalan yanlış türkçe çevirlerle değil direk olarak emin ellerden alıcaksınız.. Hem kuşe kağıda basıldığını düşünsenize oppaların unnilerin resimleri..Ahhh daha iyisi Korekolik Dergisi piyasaya sürülüp az çok ses getirirse o çok sevdiğimiz ama ulşamadığımız sanatçılar dergiye özel röportajlar verecektir..Bu çok heycan verici ..

Kim bilir bu dergi çıktığında resmi bir sitesi olursa bu Kore Aşığı sonuna kadar yazacaktır dergiyi ise şimdiden ballandıra ballandıra anlatacaktır.. Şuan için tüm bildiğim bunlar sizi haberdar edeceğimden şüpheni olmasın ^^ Julıa Quınn 'nin Brigerton serisinin dedikodu yazarı Leydi Whıstledown'ın gibi size koreden haberleri vermiş gibi hissediyorum..ve yazıma onun gibi nokta koymak istiyorum..


Sevgili okuyucu;
Bu yazar, yakında bu derginin çıkacağını biliyor. Nereden mi biliyor dersiniz işte oda bu yazarın sırrı ^^Ama küçücük bir sır verebilirim sır burada tıkla ^^











Pazartesi, Temmuz 30, 2012

Mim & Böyle Acayip Sorular Görülmedi

Hey !Say! Shirushi beni bu yazısında mimlemiş.. İtiraf etmeliyim ki onun verdiği cevaplara bakılırsa oldukça eğlenceli bir mim olacak.. Ve yine itiraf edeyim şuana kadar yazacağım belkide en ilginç Mim olacağa benziyor.. Chınguma mim için çok teşekkür ediyorum..

*Çaresi bulunmayan bir hastalığa yakalandınız ve bunun sonucunda yaklaşık 1 yıllık ömrünüzün kaldığını öğrendiniz. Kalan 1 yılınızda ne yapardınız?   


__ Bu ne kadar zor bir soru yahu?Beni atamayan kurumu öpücük yağmuruna tutar... Varım yoğum ne varsa satar Kore'ye gider..Park Jung Min'i kendime aşık ederdim.. 

Fobileriniz, takıntılarınız var mı, varsa nelerdir?

_Fobim tereyağ,Takıntım kitaplar..


*Bir sabah kalktınız ve dünyada hiçbir insanın kalmadığını öğrendiniz. Ne yapardınız? 

_Len ! Ne kadar şanssızım eğer bir oppa olasaydı yeniden insanların oluşmasında emek verirdim,Herşey insanlık için :D Madem yanlızım ne yapcam kendimi öldürürdüm..Oppaların benden kaçışı yok:)

*Dünyayı dolaşmak isteseydiniz ilk hangi ülkeden başlardınız? Ve neden?

_O kadar zengin olsam annem otur poponun üstüne derdi ya.. Neyse... Elbette ki ilk Kore'den başlardım madem gezmeye başladım bir 50 yıl orada yaşar sonra da İngiltere İtalya falan:) Nedeni yok engin değilmiyim yani :) gezerim..

*İtiraf edin, prens /prensese dönüşür tesellisiyle, kaç kurbağayı öptünüz?

_Zor sorular dan hoşlanmıyorum ^^ geçelim lütfen:)

*En son yaşadığınız küçük düşürücü, unutamadığınız bir olay? 



_Çok şükür hiç öyle birşey yaşamadım..


*Asla yanınızdan ayırmadığınız 3 şey?


_Rozet,Kimlik,Telefon

*Hayatınızın bir kitap/film olmasını isteseydiniz, hangi kitap/film olurdunuz?
 

_Jane Austen & Aşk Ve Gurur


*En yakın arkadaşınızın bir uzaylı olduğunu ve sizi ilk denek olarak kendi gezegenine götüreceğini öğrendiğinizde ne yapardınız?

_''Annem izin vermeden olmaz ona sor yoksa seni de beni de öldürür''dedim..

*İsviçreli bilim adamları görünmezlik hapını buldu ve siz bu hapı deneyen ilk kişisiniz. Hapı kullandıktan sonra ilk yapacağınız şey nedir?


_ İşte tam ihtiyacım olan şey.. Görünmez olursam uçağa atladığım gibi Kore'ye sonra Park Jung Min'nin evine............. sonrasını yazmayayım:) Röntgencilik yapacağımı kimse söyletemez bana ^^


Çok beğenerek yazdım.. Hatta gülerek bende bu Mimi yazmadılarsa My Destiny ve Kore Deli'me paslıyorum :)) Chıngularım neler söylecek acaba.. Annnyyyooo


Perşembe, Temmuz 26, 2012

A Gentleman's Diginity (Bir Centilmenin Gururu)



Kore Aşığı uzunca bir süre sayılacak olan dizi izleme serüvenine 2 ay sonra tekrar başladı... Öyle bir dizi ki izlemekten kendinizi alamıyorsunuz.. Çok farklı bir tadı olan değme yirmiliklere taş çıkaran Ajusi ve Unnıiler ile dolu:) ^^ Bir Cenilmenin Gururu
           

Jang Dong Gun - Kim Do Jin sivri dilli centilmen &  Kim Ha Neul - Song Ye Soo bayan tehlikeli popo


Dizinin Konusu;  
Yukarıda gördüğünüz bu iki fazla da genç gözükmeyen bu iki insanın arasında cerayan eden aşkı ve komik olayları anlatıyor..Şuan daha 7 bölümdeyim Kore'de 18 Bölüm yayınlan dı ve bu hafta final olacak ..Benim bir dizi bitmeden yada çok etkilenmeden yazmam çok nadir dir.. Dizi o kadar şahane bir kurgu ile devam ediyor ki..Secret Garden dizisi neredeyse tüm asyaya Tsunami dalgası gibi yayıldığında şüphesiz ki bu senaristinin sayesindeydi..Ve diziyi izlememi sağlayan sadece senaristinin aynı kişi olmasıydı.. Kore'de bir hayli reytingleri zorlamış %17 lik bir izlenme payı alınca da illaki izle beni Kore Aşığı diye yalvardı..

Siz Koreseverler biliyorsunuz ki genelde dizilerin konusu aynıdır..Fakir salak kız ve zengin süper yakışıklı neredeyse 5 adam vardır ve biz o dizileri neredeyse hatim etmişizdir..Ama bu dizide senaristin bir gerçekçi payı var..Yakışıklı zengin Ajusilere birde bir o kadar tatlı ve güzel hanımları karşısına koymuş..Ortaya tadından yenmeyen bir dizi peydaaa olmuşşşş^^ Ben Bu dizi için şöyle diyorum Boys Over Flowers  tadında, 49 Days karizmasında, Secret Garden havasında , elbette The Gratest Love komedisinde:)'' Bu 4 lü bir araya gelince Aman Allah'ım bu Ajusiler kalbimi feth etti..

Aslında konuya nereden başlasam bilemiyorum..Ozaman direk dalış yapıyorum..

Kırk yaşlarında ama bir o kadar zampara olan Kim Do Jın hayatında 3 defa bir kız ile karşılaşır her defasında o kızlar dan numarasını almaya çalışmak istemiş tir. Tesadüf o ki bu üç kızda aynı kişidir..Bayan tehlikeli popo^^ (çünkü herşey kadının poposu ile başladı) song ye soo adaletli bir beysbol hakemi ve disiplinli bir Matematik öğretmeni dir.. Ve hayatı çok karışıktır çünkü aşk denilen illet çoktan onu esir almış hayatının en büyük aşkı Im Tae San en yakın arkadaşı ile sevgili dir.. Hayat böyle karışıkken hayatına Tae San'nın ve poposunun başına gelenleri bilen baş belası Do Jın ile dahada karışık hale gelmiştir.. Onun tüm sırlarını biliyordur ve bu kadına ilk görüşte daha kendi adını koyamasa da aşık olmuştur..Hayat onun değimi ile kırk küsür yaşın da bir kadını beklemeyecek kadar zordur..Başka kadınlarla yatabilir ama karşıklıksız bir aşka başlamıştır.. Çünkü sevdiği kadın da en yakın arkadaşını seviyordur.. Daha 7 bölüme kadar keşfettiğim bunlar değil elbette...

Kim Su Ro- Im Tae San o gerçek bir centilmen &  Kim Min Jong - Choi Yoon o can alıcı bir avukat

Im Tae San çok yakıcı bir mimar dır öyle ki cazibesi ile patroniçelerinin kalbini bile hoplatan bir adam dır..Ayrıca bayan popnun en yakın arkadaşına deliler gibi aşıktır bakalım ileri ki bölümler de akibeti ne olacak.. Choi Yoon o dul bir avukat karısı kaybetmiştir içine kapanık görünse de tam bir komedi dir.. Grıls Genariton üyeleri hakkında konuşurken en kayıtsız adam gibi göründüğünde şans eseri o anda üyelerden biri cafelerine gelir.. Do Jin ''Oooo Mannn'' dediğinde herkes kağıda bakarken bizim avuka çoktan onun önünde bittiğinde inanın o sahne de gülmekten karnım ağrıdı.. Ayrıca Tae San'nın 24 yaşında ki kız kardeşi onu deli gibi seviyordur fakat o yüz vermese de istemem yan cebime koy felsefesini gütmeye devam ediyor..Çok merakla beklediğim bir ilişki..

Lee Jong Hyuk - Lee Jung Rok Yüzüklerin efendisinin kocası ^^

Hani bazı diziler de bazı karakterler yıllar geçse de unutulmaz ya işte öyle bir karakter:)) Onu bilhassa sona bıraktım çünkü dizi boyunca kahkalar zirve de olacak onun karakteri yüzünden..O uzman bir zampara ama bir o kadar da uzman bir kadın ile evli:) Yüzüklerin efendisi ile:) Karısı çok zengin biri bir o kadar da güzel ama bizim Jung Rok'um zamparalıktan alamıyor kendini güzel bir kadın görmesin.. bir sahne baylaşayım hemen:))

Zamparaaaaaa ^^
 O kadar sempatik bir karakter olmuş ki ben bu senaristin gidip yanacıklarını ısırıcam..Gerçekçi bir komedi..Bu adama hayranım oyunculuk süper.. O yüzüğü kaybetmeleri karısına yakalanmaları:)) diziyi baştan başa götürüyor Ajusi:))

Burada neye baktıklarını az çok tahmin edin ^^
Ayrıca bu 4 lünün inanılmaz bir dostlukları var :) baş başa kaldıklarında 10 yaşında ki bir çocuk gibi davranmaları.. İzlemek gerek..

11 bölümden daha gelemedim buraya :((


Dizinin şarkıları da ayrı bir olay..Kim Tae Woo ile coşmak gerek..Hay Hay, Bay Bay.. ^^
Şimdilik centilmenlerime ara veriyorum..Diziyi bitirdiğim zaman kesinlikle en layıkı ile yazabilirim ^^ Ama yazamazssam bu Kore Aşığı için endişelenmeyin çünkü belki ataması çıkmıştır ve bir yerde sizleri izliyor dur.. Annnyyyooo

Cuma, Temmuz 13, 2012

Faith Geliyor!



Duyduk duymadık demeyin gerçi herkes duymuştur.. Lee Min Ho Faith dizisi ile 13 Ağustos 2012 yılına damgasını vurmaya geliyor.. Bunu Lee Min Ho'ya bayılan biri değil sadece çok sevdiğim bir arkadaşım sevdiği için seven biri olarak söylüyorum..

Lee Min Ho'ya herkes bayılıyor ama malesef herkesin sevdiğini sevememe gibi bir durumum var..Ama onun şahane oyunculuğuna laf söyleyecek en son kişiyimdir.. O her rolün hakkından geliyor.. Personel Taste ve Cıty Hunter 'da BOF'u katmıyorum bile oyunculuğu ile kalbimizi çaldı..

Dizi tarihi olunca ki benim gibi Min Ho-şşi ye bayılmayanlar bile bu dizinin kesinlikle 2012'ye damga vuracağına yemin edebilirler..Sonuçta tarihi bir dizi ve itiraf edeyim ki bu çocuk da komutan tipi var baksanıza Allah aşkına şu saçlara...Dizinin tanıtımları geçmeye resimler gelmeye başladığından beri karar verdim bu diziyi sıkılsam bile sonuna kadar izliyeceğim..

Facebook'da beş milyonu aşkın kitleye sahip olmak kolay değil.. Adamın hayranları bu yazıyı okusa korktum şuan:) Bu diziyi kesinlikle izleyeceğim Konusu fantastik tarihi yine geçmiş ve gelecek olacak gibi..

Dizi hala genel olarak bir muamma bu esrarengiz havayı sanırım Min Ho severleri ekrana kitlemek için yapıyorlar.. Birazcık bilgi buldum paylaşayım hemen..

''
Faith’te, Kral Gongmin’in muhafızlarından biri olarak Amiral Choi Young’u canlandıracak. Sonradan General Choi olacak.
‘Faith’, modern çağda yaşayan bir kadın doktor ile karşılayan bir Goryeo Hanedanlığı savaşçısı hakkında bir birleşim dizisi. Bu iki karakter, halkı iyileştiren ve gerçekten özen gösteren bir kral olması için Kral Gongmin’e yardım edecek.'' 

Bu kadar muamma olmasına karşın Min Ho her rolün adamıdır bana çok çekici çok mükemmel gelmiyor nedeni inanın bilmiyorum ama ona gerçekten oyunculuk adına hayranım.. Bu yazımı not alın Kore Aşığı kendi ile tezat düşecek Min Ho'ya bu dizide abayı yakacak nedeni komutan oluyor ve bu saçlar..

Diziden ilk görüntü fragman..

Kore Aşığı bu diziyi de yazacaktır..

Çarşamba, Temmuz 11, 2012

Julıa Garwood 'dan Kırıntılar


Kore Aşığı'ndan herkese Merhaba!

Sizlere uzun zamandır yazmak istediğim bir konuyu daha doğrusu biri bana bloğum için ''Orası blog değil itiraf köşesi gibi görünüyor'' demişti ..Haklı şuan bir çok şey itiraf edeceğim..

Beni tanıyanlar bilirler tam bir kitap delisi olduğumu herşeyi okuduğumu ahh tamam-tamam herşeyi değil :) Ama muhteşem yazarların serilerini hep takip etmişimdir..

Julıa Quınn favori yazarımdır nedeni ;eski İngiltere ve kokuşmuş aşklarına hayranımdır.(*.*) Kokuşmuş tabirini bu tarz kitapları okuyanlar bir iltifat olarak kabul edeceklerdir..

Ama Julıa Ouınn kitaplarından farklı olarak istemeye istemeye Cathy Maxwell 'in Aşkı Sende Buldum kitabını okuduğumda İskoçlar ile tanıştım.. 

İskoç ve İngiliz tarihine neredeyse kara mizah bakışıyla ışık tutan romanların tutkunu olmaya başladım..Yakışıklı kibar Dükler,Kontlar pek sarmaz oldu..Yerini büyük ve güçlü alaycı oymak beyleri aldı..Tanrım sen yardım et gerçekten bu tarz kitaplara bayılıyorum..

Julıa Garwood'un İskoç Serisi..

Kötü çeviriler yüzünden kaç kitap okunmayı bekliyor kitaplığımda anlatmam mümkün değil oysa ki ne heveslerle paraya kıyıyorum:))

Kitap okurken o kitabın içinde olmanız  bir kere yazarın zaten o yapıtı kaleme alırken tek hayal ettiği şey olsa gerek,bazen kötü çeviriler yüzünden kitaplara lanet yağdırıyorsunuz..

Ama size şimdi önereceğim yazarın bir kaç kitabını daha okudum ama bu 4 lü inanın kitaplığınızda olmalı.. Gelin ile başlayan Fidye ile devam eden bu seri hayatımda okuduğum en yalın anlatımlı kitaplardan bir kaçıydı.. Kendime olan güvenimin sebebi seçimlerim her zaman iyi olmuştur kitap konusunda bu kitaplar okunmalı ve önerilmeli..

İskoçları sanırım İngiliz aşklarına tercih ediyorum..Daha saf daha yalın daha gerçekçi daha daha daha..

Gelin & Düğün 




Gelin romanı arka kapağın da şu özetle dikkat çekiyor

''Kralın emrine karşı gelmek olanaksızdı. İskoçya'nın en güçlü toprak sahibi Alec Kincaid,      İngiliz bir gelinle evlenmek zorunda kalmıştı. Baron Jamison'un en küçük kızı Jamie, Alec'in seçtiği gelindi. Alec'in ilk dikkatini çeken Jamie'nin menekşe rengi gözleri ve öfke dolu cüretkar bakışları olmuştu. Bu kadın, korkusuz savaşçının adeta ruhuna dokunuyordu. Şehvetiyle onun bedenini kavuruyordu. Jamie her şeye rağmen duygularına söz geçirip ona teslim olacak mıydı? Yoksa zaten teslimiyetleri katışıksız, ihtirasları yatışmış mıydı? ''

Şuana kadar en etkilendiğim roman oldu tercümesi Timur Avarkan hazırlamış o kadar akıcı bir telaffuzla yazarın bize anlatmak istediklerini anlatmış ki kendisini kutlamak gerek..

Düğün

Çocukken babası tuzağa düşürülerek öldürülen İskoç soylusu Connor MacAlister, içindeki intikam duygusunu hiç kaybetmemiş, babasının katilini bulmak hayatının amacı haline gelmiştir. Connor, babasının öldürülmesinde parmağı olduğunu düşündüğü, zalim McNare'e zarar vermek için, onunla evlenmek üzere yola çıkan İngiliz Baron Haynesworth'un kızı Brenna'yı kaçırır. Brenna sıradan bir İngiliz soylusu değildir. Kişilikli, adalet duygusu güçlü, kendine özgü bir kızdır. İngilizler'in vahşi kabul ettikleri dev gibi bir İskoçyalı olan Connor'la ciddi bir mücadeleye girişir ama sonunda boyun eğmek zorunda kalır.
Kitaplarının pek çoğu New York Times Bestseller listelerine giren Julie Garwood'un bu kitabını da soluk soluğa okuyacaksınız... 

Bu kitabı bir solukta okudum desem en fazla 6 saat içerinde yatağımın üzerine sere serpile koyup hiç kalkmadan okumak beni fel fıtığı yapsa da.. Buna değerdi..Çevirisi Mine Atafırat tarafından yapılmış..Mine hanım bence çok iyi bir iş çıkarmış..


Ve muhteşem ikilim... İtiraf geliyor bu ikili benim hayatımın romanı dediğim Suç ve Cezayı aynı heycanla 4 kez okumuş biri olarak..Ben bu romanları en az 5 kere daha okurum aynı tad ve heyacanla..


Sır için bir kaç bişey yazayım. bu her iki kitap övgülere çok fazla layık ..Epilson yayınlarından ve Timur Avarkan'nın muhteşem sade çeviri ile bence bu roman burada hayat bulmuş..Timur bey bize ne verdiğini umarım biliyordur.. Normalde serileri genelde takip ederim ama dediğim gibi İskoçları sonradan tanıdım ..Sır ile başladım okumaya daha sonra gelin ve düğün.. 

'' Judith Hampton gururlu olduğu kadar güzel de bir kadındır. Çok sevdiği İskoç çocukluk arkadaşı doğum yapmak üzeredir, bu yüzden Judith yanında olacağına dair ona söz verir. Fakat İngiltereden İskoçyaya gitmesinin özel bir sebebi daha vardır: Hiç tanımadığı babası Maclean Beyini görmek. İskoç topraklarına giderken kendisine eşlik eden Maitland Beyi, Iain Maitland gibi ilgi uyandıran bir adamla daha önce hiç karşılaşmamıştır. Judith Maitlandların geleneklerine ve kurallarına uyum sağlamaya çalışırken, Iainin ilgisinden ve özeninden keyif almaya başlar. Yaşadığı tüm zorluklara karşın aşkın sıcaklığını ruhunda hisseder. Ancak geçmişe dayanan o yıkıcı sır gerçek aşkı etkileyecek midir?  ''

Lain'e aşık olmadan edemyeceksiniz..Judith'in yerinde olmak bende böyle yapabilir miydim ki  diyeceksiniz..

Fidye
Gillian, yakışıklı birer İskoç beyi olan Ramsey Sinclair ve Brodick Buchanan’ın yardımıyla geçmişini aydınlatabileceğini keşfeder. Genç kadın, bu iki İskoç beyinin cesaret ve kurnazlığı, yeni tanıştığı Bridgid’in de arkadaşlığı sayesinde, ailesini dağıtıp babasının adını kötüye çıkarmış olan vicdansız Baron Alford ile sıkı bir mücadeleye girişir. Fakat Sinclair ve Buchanan gibi iki güçlü savaşçıyı yanlarında bulan Gillian ve Bridgid, ihtirasın güçlü bir silah olabileceğini, tek bir ihanetin bile tüm güveni ortadan kaldırabileceğini ve en büyük riskin teslim olmak - özellikle de beklenmedik bir aşkın uyandırdığı güçlü hislere teslimiyet - olduğunu fark ederler.

Ramsey bu romanda son ana kadar favorim kalın kafalı İskoç'um olarak kaldı..Ve Brodick hiç bir zaman sarışın bir adamı bu kadar iri düşünmemeiştim..Julıa Garwood ufkumu açtı..Gillıan İnatçı keçi bu kızın replikleri güçlü karakteri.Birgid ah zavallı Brigid'm ne çekti Ramsey'in elinden..

Son söz olarak kitapları okuma şerefine nail olan kullardan olmak ne büyük bir şans.. Bu kitapların çevirmeni ilede tanışmak gerçekten büyük bir şanstı..Kendisini kişisel olarak tanımasam da onun yaptığı işi gönülden yaptığını hissedebiliyorsunuz..Benim gözümde kitaplar gönül işidir .. Julıa Garwood:) Sevenler Derneği ni bizaat kendi yönetiyor..Kapısı edebiyat severlere açıktır korecanlar ^^ Süpriz kitaplar geliyormuş ahh ona daha ne kadar heycanla beklediğimi söylemedim:)'^^



Teşekkürler Julıa ,Teşekkürler Epilson ailesi..
Ve çok teşekkürler bu işi gönülden yapan Timur Avarkan















Mim & Takıntılar


Kore Aşığı her zaman bu Mim yazılarını yazarken kurduğu ilk cümle ''Ben bunun üzerinde hiç düşünmedim..Acaba nasılım ki?''

Kore Deli'm Güneşim paslamış ''Takıntıların var mı yoksa kim takar dünyayı diyenlerden misin''

Yahu gerçekten hiç düşünmedim,  takıntılarım var mı ki biraz düşününce normalde rahat ve otokontrolü olan biriyimdir..Ama bu takıntı pek otokontrolü takmaz değil mi:)).

Düşününce..
*Dışarıda top oynayan çocuklar inanın pimi çekilmiş bomba gibi dir.. Hiç bir kuvvet beni o bombaların yanında yürütemez.

*Küçük yeğenler ile dışarıda yürüyorsak fazla korumacı bile demeyeceğim tam bir panik atak derecesin de bunaltıyorum''Oğlum kenardan yürü,kızım buraya gel, çocuğum terledin su içme..Ekmeyi az ısır ,anam boğuldu çocuk vay vay..'' 

*Fazla övülen çok fazla ödül alan bir yapıt varsa kesinlikle ilgimi çekmez baştan ''Hiç beğenmedim'' diyebilirim sanırım bu takıntı değil gibi.. Herkesin hayran olduğu şeyler bu Aşığı'n en nefret ettiği şeylerden türüyor..

*Sanırım bu kesinlikle bir takıntı Kitaplarım hepsi çocuğum gibi, bir küçük kütüphanem var ve hepsi eşit boyutlara ve seriye göre dizilidir.. Kimse elini süremez ..Ve bir kitap kesinlikle iki elim kanda olsa 2 gün de bitirilir yoka gece uyuyamam..

*Uyku Tanrım! Bu en büyük takıntım olabilir.. Uyuyacağım yerde tek bir ışık olmayacak zifiri karanlık ve çıt çıkmayacak,saat takırtısı evimizde bulunmayan tek şey..İnanın evimiz de Saat bulunur ama sadece aksesuar olarak:))

*Düşüncelerim bazen takıntı olabiliyor..Gece kapı kilitlendi mi diye inanın 2 kere bakarım..

*Güneş gözlükleri iki şeye çok fazla para harcıyorum Kitaplar ve Gözlükler.. Takmasam bile büyük çekmecemde kesinlikle her renk olmalı..

*Biri ile konuşurken onu etkilemek istiyorsam süslü cümleler kurma gibi bir özelliğim var.. Bazen bana şunu söylemiştin ''Senin gibi bir kütükten bu söz..''diyen bir arkadaşıma ''Aaa yok be '' diye hayret naraları attığım olmuştur.. Fazla kitap okumanın bir zararı ..

*Haftada bir poligon atışları bu her hafta sonu tekrarladığım yapmasam içimi saçma sapan bir pişmanlık duyarım..ertesi gün bu eksikliği hemen düzeltirim..

Ahhh  bu mim ne hoş bir şeymiş.. Bazen kendimi anlatırken buluyorum ..Egosu yüksek birinin bunu yapması basit..Nihahah bende öyleyim..Ama kendimde yeni şeyleri buluyor gibi hissediyorum.. Güneşim harika bir Mim paslamış..Çok teşekkürler..Bu Mimi bende takıntılarını merak ettiğim hey say shirushi ,Harmony ,Tembel Agasshi ile paylaşıyorum..Çok merak ediyorum takıntıları neler..













Salı, Temmuz 10, 2012

Mim & En Sevdiğiniz Ost


Hey! Say! Shirushi bu güzel mim için teşekkürle başlıyorum.
Mim:Şuana kadar sizde yeri ayrı olan ost!

Bunu hiç düşünmedim desem inanın itiraf etmiş olurum..Gerçekten düşünmedim bu mimde gerçekten güzel birşey daha önce aklınızda olmayanı düşünmenizi sağlıyor..

Ama şöyle bir düşününce o kadar dizi izledim zaten Kore'liler bu dizi işini müzikleri ile götürüyor. Bende düşündüm uzun zaman önce izlediğim bir dizinin şarkısını hala dinlediğimi fark ettim,My Grıl  Sang-eo-reul Sa-Rang-han In-eo

Şarkı o kadar güzel ki hiç bıkmayacağım ki ben bir şarkıyı cılkı çıkana kadar dinler sonrada yüzüne bakmayanlardanım..


 Bu mimi bende Güneşim Kore Delisi ile paylaşıyorum..